Eylül 15, 2020
Akne yağ foliküllerinin kronik bir hastalığıdır. Genellikle ergenlik döneminde başlayarak alevlenmeler ve yatışmalar ile uzun yıllar devam eder ve sonrasında sıklıkla kendiliğinden geriler.
Akne tedavisi ile akne lezyonlarının gerilemesi ve sonrasında oluşabilecek akne izlerinin engellenmesi amaçlanmaktadır. Tedavi hastalığın şiddetine, hastalığın tutulum alanına, hastanın yaşına ve hastanın tercihine bağlı değişir. Topikal tedaviler, sistemik tedaviler, peelingler başlıca tedavi seçenekleridir.
Topikal tedaviler krem, jel, pomad ya da losyon formunda olabilirler. Yalnız uygulandıkları alana etki gösterirler, ayni zamanda yeni lezyon gelişimini de engelledikleri için sadece lezyon üzerine değil etkilenen tüm alana uygulanmaları gerekmektedir. Tek başına topikal tedaviler hafif şiddetteki akne hastalarında tercih edilmektedir. Orta ve şiddetli akne hastalarında ise sistemik tedaviler ile kombine edilebilir.
Orta ve şiddetli akne hastalarında çoğunlukla sistemik tedaviler tercih edilmektedir. Sistemik tedaviler antibiyotikler, izotretinoin ya da hormon tedavileri şeklindedir.
Antibiyotik tedavileri çoğunlukla 3 ay sürmektedir. Kullanımları sırasında hem tedavi etkinliğini arttırmak hem de direnç gelişimini engellemek amacıyla topikal tedaviler ile kombinasyonlar gereklidir.
Hormon tedavileri ise adet düzensizliği olan, adet öncesi dönemlerde akne şiddetinde artma tarifleyen, çene ve boyun bölgesinde akne lezyonlari olan, 30 lu yaşlarda başlangıç gösteren, polikistik overli hastalarda, doğum kontrolü planlayan veya diğer tedavilere dirençli hastalarda tercih edilebilir.
İzotretinoin tedavisi orta ve şiddetli akne hastalarında kullanılabilir. İz riskinin yüksek olduğu ve nodülokistik lezyonlari olan hastalarda ilk tedavi seçeneği olabilir. Tedavinin en az altı ay boyunca kullanılması ve yeni lezyon çıkışı tamamen durduktan en az 2 ay sonrasına kadar tedaviye devam edilmesi gerekmektedir. Tedavi kullanım süresince düzenli aralıklarla kan tetkiki yapılması ve kadın hastalarda tedavi süresince ve kesildikten bir süre sonrasına kadar gebe kalinmamasi gerekmektedir. İzotretinoin tedavisinin en sık görülen yan etkileri ciltte ve dudaklarda kurumadır bu nedenle tedavi süresince uygun nemlendiriciler kullanılması önerilir. Yaz aylarında deri kuruluğunda artış olacağı için tedavi başlangıcında kış ayları tercih edilmekle birlikte yaz döneminde de düşük dozlarda tedaviye başlanılabilir.
Peelingler derinin kontrollü olarak soyulmasını ve yeniden yapılanmasını sağlayan kimyasal ajanların deriye uygulanma yöntemidir. Aknenin şiddetine göre tek başına ya da diğer tedavilere ek olarak uygulanabilir. Ayni zamanda topikal tedavilerin yetersiz kaldığı ancak sistemik tedavilerin de yan etkileri nedeniyle uygulanamadığı hastalarda da tercih edilebilir.
Akneli ciltlerde nonkomedojenik, iritasyon ve allerji yapmayan temizleyiciler ve su bazlı yağsız nemlendiriciler tercih edilmelidir. Akne lezyonlarina bağlı lekelenmeleri engellemek amacıyla güneş koruyucular kullanılmalıdır.
Akne izleri, yüzdeki izlerin en yaygın sebebidir. Tedavide en önemli basamak iz oluşumunun engellenebilmesidir. Oluşmuş akne izlerinde ise CO2 ve Er:YAG gibi ablatif lazerler, nonablatif lazerler, mikroiğneleme, radyofrekans sistemleri, kimyasal peelingler, dolgu maddeleri kullanılabilmektedir. İzlerin tipi, hastanın deri rengi, hastanın beklentileri, tedavi maliyeti, yan etki profili tedavi seçimini belirlemektedir.
Akne yaşam boyu devam edebilen kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavi kesilmesinden sonra tekrarlamalar görülebilmektedir. İdame tedavi akne lezyonları tamamen ya da tama yakın oranda düzeldikten sonra tekrarlamaları engellemek amacıyla önerilir. İdame tedavilerde sıklıkla topikal tedaviler tercih edilmektedir.
Eget pulvinar urna dis vestibulum egestas in scelerisque porttitor.
Tümünü Gör